Koçluk, spor sektörünün “öğretmenliği” olarak tanımlanabilir. Koçlar sadece öğrencilerine bilgi aktarmayı değil, aynı zamanda bir sporcuyu iyi kılan psikoloji, insan fizyolojisi, ilk yardım becerisi ve beslenme bilgisi gibi faktörlerin nasıl işlediğini öğrenirler.
Koçluk bölümlerinin çoğu yüksek lisans bazında yer alıp, öğrencilerin spora yeteneği olması ve minimum 2:1 gibi bir yeterlilik derecesi alması gerekiyor.
Koçluk son yıllarda sadece bir yan dal olarak görünmüş olduğundan, daha çok yeni üniversitelerde bölüm olarak mevcut. Eğer bu bölümde okuyorsanız yarı zamanlı ve ya tam zamanlı eğitim alma seçeneğiniz olacak.
Eğer ana diliniz İngilizce değilse İELTS sınavından minimum 6,0 ya da 6,5 almanız lazım.
Bir üniversiteye başvururken hatırlamanız gereken en önemli şey nerede olursanız olun, gideceğiniz yerde mutlu olmanız gerektiğidir. Sonuçta hayatınızın 3 yılını orada geçireceksiniz, hatta daha uzun kalma olasılığınız da var. Bu açıdan bakılırsa, gideceğiniz üniversitenin yerini inceleyip burada mutlu olup olmayacağınıza karar vermeniz çok önemli. Aynı şekilde öğrencinin sosyal hayat deneyimleri gideceği yerin tipine bağlı olarak değişecek. Hem büyük hem de küçük kuruluşların/yerlerin kendine özgü iyi yanları var, peki hangisinde daha rahat hissedeceksiniz?
Üniversitenin verdiği seçmeli dersler ve üniversitenin seçtiğiniz bölümünün iş dünyasıyla bağlantıları da dikkate alınması gereken önemli noktalar. Mezun olduktan sonraki hayatını düşünmek için hiç de geç değil, ayrıca eğitiminizin bir parçası olarak bir iş deneyimi yaşamanız gerekecek. Üniversitenizin şirketlerle sağladığı bağlantılar iş ataması için uygun yerler bulmanıza yardm sağlayacak, ayrıca uzun dönemde kariyerinize de katkısı olacak.
Ödemelerin de üniversite seçiminizde önemi büyük. Daha prestijli üniversiteler daha yüksek ücretler istemekteler, bunu karşılayabilir misiniz? Para miktarınızı ve bütçenizi başvurulardan önce ayarlamanız işinize yarayacaktır. Maddi zorluk çekiyorsanız burslara başvurmalınız.