Psikolojik danışmanlık; kişilerdeki kaygı bozukluğu, depresyon gibi ruhsal sorunların yanında ilişkilerde yaşanan sorunları çözmeye yönelik bir meslektir. Sigmund Freud’un psikoanalizleri ve teorileri bu mesleğin ortaya çıkmasına ön ayak olmuştur.
Ancak Sigmund Freud’un o zamanki hastaları genelde histerik özellik göstermekteydi. Şimdi ise kişisel problemleri olan herkes psikolojik danışmanlara başvurabilmektedir. Bu değişiklik 1940lı yıllardan itibaren, yani ikinci dünya savaşından sonra savaş gazilerine terapi verilmesiyle başladı.
İnsan beyni ve aklı sizi cezbediyor mu? Bilişsel terapi teorilerine merak duyuyor musunuz? Öyleyse psikolojik danışmanlık tam aradığınız meslek olabilir.
Ancak, insanlarla empati kurabiliyor olmalısınız. Eğitimin bir parçası olarak öğrencilerden kendi çabalarıyla staj yapmaları gerekecek. Ayrıca, kişisel gelişimlerini düzenli olarak takip etmeleri, insanlarla uzun süreli ilişkiler kurabilmeleri, belli bir kişisel olgunluğa ulaşmış olmaları gerekir.
Bu kriterlere uyuyorsanız ve derslerin içeriğini anlayabileceğinizi düşünüyorsanız bu alanda kariyer yapmak akıllıca olabilir.
Lisans mezunlarının çoğu psikolojik danışman olarak çalışma arzusundadır. Bu alanda yıllık ortalama maaşın 19,000 euro olduğu İngiltere’de kariyer yapmak size büyük saygınlık kazandıracaktır. Yıllık maaş miktarları çalıştığınız ülkeye göre farklılık gösterir.
Psikolojik danışmanlık yapmak istemeyip diğer alanlarda iş bulmakta zorlanan mezunlar içinse alternatif kariyer seçenekleri mevcuttur. Bir çok mezun, sosyal sorumluluk projelerinde yer alıp çocuklara, yaşlılara, zor durumdaki insanlara yardımda bulunabilir, yaşam koçluğu yapabilirler.
Bunun dışında, pek çok okul rehber öğretmen olarak psikolojik danışmanlık mezunlarını işe almaktadır. Bu mezunlar sınıf öğretmenliği, eğitim danışmanlığı gibi mesleklerde çalışabilmekte, ya da şirketlerin müşteri hizmetleri departmanlarında iş bulabilmektedirler.
Pek çok üniversite, başvuran adayların ruhsal olgunluğa sahip olmalarını, sorunları mantık çerçevesinde çözebilmelerini ister, bunun yanında adayların konuya ilgi ve merak duyması da esastır. Sosyoloji, psikoloji hatta biyoloji gibi alanlarda yeterlilik derecesi almış olmanız sizi bir adım öne çıkarır. Lisans programlarında en az 3 tane A-derecesine sahip öğrenciler kabul görürken yüksek lisans başvurularında 2.1 derecesi sahibi öğrenciler tercih edilmektedir. Gideceğiniz üniversitede bu bölümün diploma ya da sertifikalı lisans programı bulunduğuna emin olun.
Eğitim süresi gideceğiniz üniversiteye bağlı olarak değişse de, tam zamanlık eğitim alan yüksek lisans öğrencileri en az bir yıl eğitim görür. Lisans programları en az 3-4 yıl sürer. Aslen İngiltere vatandaşı olmayan yabancı öğrenciler, IELTS sınavından 6.0 ya da üzeri puan aldıklarında üniversitelere başvurabilirler.
Eğitiminiz boyunca sizi mutlu edecek bir üniversiteye başvurmalısınız, özellikle de evinizden uzak bir yere gidiyorsanız. Alacağınız diploma size büyük miktarda parasal kazanç olarak geri dönecek, bu nedenle üniversite yıllarınızı en verimli şekilde geçirmeye çalışın. Konaklama ve eğitim ücretlerinin bütçenize uygun olduğundan emin olun. Bu ücretleri karşılarken zorlanacaksanız, burs olanaklarını araştırıp bunlara da başvurun.
Pek çok üniversite, başvuran öğrencileri yüksek bir not ortalamasına sahip olmalarını bekler. Başvuru yapmadan önce not ortalamanızı gözden geçirmeyi unutmayın.
Başvuru sürecinde gitmek istediğiniz üniversitedeki seçmeli alan derslerini ve mesleğiniz hakkında pratik yapabileceğiniz olanakları araştırın. Üniversitelerin çoğu, danışmanlık merkezleri ve okullarla bağlantı kurmaktadır. Böylece, sadece iş deneyimi kazanmakla kalmaz, ileride iş bulma olasılığınızı da arttırmış olursunuz.