Temel bilgiler
Yurtdışında eğitim : Bölüm Rehberleri

Neden MBA okumalı, Nerede bu eğitimi almalısınız?

mba eğitimi, mba programı

MBA eğitiminin her sektörden ve her meslekten insan için faydalı bir eğitim olduğu konusunda bir tartışma olacağını sanmıyorum. MBA eğitimi, gerçekten, her sektörden ve her meslekten insanın, bir işletmenin amacının ne olduğunu, o amaca ulaşmak için neler yapılması gerektiğini, yapılanların nasıl daha iyi yapılabileceğini anlamasını sağlayan, onun ufkunu açan bir tecrübe.

 

MBA Kararı...

 

Biraz radikal bir görüş olacağının farkındayım ama, bana sorarsanız, eğitimini hangi alanda almış olursa olsun, üniversite mezunu olan ve imkanı olan herkes MBA eğitimi almalı!

 

MBA tecrübesinden maksimum verim elde etmek, maksimum fayda sağlamak için ise MBA kararının doğru kişi tarafından, doğru zamanda ve doğru yerde alınması çok önemli! Tüm bu şartlar sağlanmadan alınacak bir MBA kararı, orta ve uzun vadede yine faydası görülecek bir karar olsa da, kısa vadede hiçbir faydası olmayacağı için kötü bir yatırım... Yurtdışında bir MBA programının büyük maliyeti de göz önüne alındığında, kim, ne zaman ve nerede soruları ayrı bir önem kazanıyor...

 

 

Önce hayatın bazı acı gerçeklerini tespit ederek başlayalım...

 

MBA yapmanın iş hayatında avantaj sağladığı günler 90’ların sona ermesiyle birlikte geride kaldı. İyi tarafından bakarsak, MBA yapmamanın iş hayatında dezavantaja neden olduğu günler asla geride kalmayacak. MBA hala iyi bir yatırım!

 

Yurtdışında MBA yapanların sayısı her geçen gün artıyor, dolayısıyla yapmanın değeri de her geçen gün azalıyor. Türkiye’den her yıl 50.000 öğrenci yurtdışına eğitime gidiyor. Bunların 20.000’i yüksek öğrenim için, bu konuda kesin bir rakam olmamakla birlikte, bunun büyük bir kısmı da MBA için yurtdışını tercih ediyor. Daha somut bir örnek vermek gerekirse, benim MBA yaptığım San Diego State University’de, benim sınıfımda, ben dahil 6 Türk vardı. Bizden (Ağustos 2001 girişliler) bir dönem önceki MBA sınıfında (Ocak 2001 girişliler) 5 Türk vardı. Seçmeli Management Information Systems dersinde, sınıfta 11 Amerikalı, 12 Türk vardı. Özetle, gidilmesi daha zor ve maliyetli olan yurtdışında bile rekabet artıyor. Yurtdışı MBA yatırımının riski büyüyor, getirisi göreceli olarak azalıyor. İyi tarafından bakarsak, yurtdışında iş yapan, dolayısıyla yurtdışı tecrübesi olan eleman arayan Türk şirketlerinin sayısı da her geçen gün artıyor. Kendinizi iyi yetiştirirseniz, hala fırsat var!

 

Yurtiçinde MBA programı açan okulların sayısı, yurtiçinde açılan MBA programlarının kalitesi, yurtiçinde MBA programına katılanların sayısı, dolayısıyla yerel rekabet de her geçen gün artıyor. Yalnızca bu dönem, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’nun en iyi 2., dünyanın en iyi 132. işletme okulu olan, AACSB akreditasyonu bulunan İstanbul Üniversitesi 412 MBA (ve dengi derece) öğrencisi aldı. Rekabet çetin... İyi tarafından bakarsak, bu MBA okulu, adayı ve mezunu bolluğunda, iyi okulun, iyi öğrencinin değeri daha çok anlaşılıyor. İyi okul seçer, iyi öğrenci olursanız, hala fırsat var!

 

Şimdi nasıl iyi okul seçilir, nasıl iyi öğrenci olunur konusuna, yani yukarıda bahsettiğim, kim, ne zaman ve nerede sorularına gelelim...

 

Bu bölüme de kim MBA yapmamalı sorusuyla başlayalım... Son karar tabii ki size ait olmakla birlikte, bence İşletme Yönetimi ya da benzeri bölüm mezunları MBA yapmamalı.

 

Devir uzmanlaşma devri!

 

Günümüz iş hayatında, her konuda birşeyler bilmeniz değil, bir konuda herşeyi bilmeniz bekleniyor. Lisans eğitimleri süresince İşletme Yönetimi’nin temel derslerini alan MBA adaylarının, bu dersleri tekrar alarak, vakit ve nakit kaybına uğramak yerine, hem yüksek lisans eğitimlerinin süresini kısaltacak, hem maliyetini düşürecek, hem de onlara seçtikleri alanda uzmanlaşma şansı sağlayacak MSc ya da MSBA programlarından birini seçmelerinde fayda var. Örneğin, Pazarlama alanında bir kariyer planlayan İşletme Yönetimi mezunu bir MBA adayının, MBA yapmak yerine, Pazarlama Yönetimi üzerine bir MSc programına katılması en mantıklı çözüm...

 

Peki kim MBA yapmalı? Burada yine radikal görüşüme geri dönüyoruz: Lisans eğitimini İşletme Yönetimi üzerine almamış herkes! Doktorun, hemşirenin, diyetisyenin çalıştığı hastane ortamı da, öğretmenin, psikolojik danışmanın, muhasebecinin çalıştığı okul ortamı da, mühendisin, tasarımcının, programcının çalıştığı fabrika ortamı da, antrenörün, istatistikçinin, beslenme uzmanının çalıştığı spor kulübü ortamı da, yalnızca gönüllülerin çalıştığı sivil toplum kuruluşu da ister kamu, ister özel sektör kuruluşu olsun, ister kar amacı gütsün, ister gütmesin, birer işletme ve bir işletmede işletmenin ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve nasıl çalışması gerektiğini bilen, ortak bir paydada buluşup, işletmeyi daha ileriye götürme anlayış, azim ve kararlılığında birleşebilen insanların çalışması bana sorarsanız hepsinin MBA eğitimi almasından geçiyor.

 

Ne zaman sorusu da cevaplandırılması o kadar da zor olmayan bir soru. Çoğu MBA programının zaten bir iş tecrübesi şartı vardır ve başvurduğunuz programın iş tecrübesi şartı çoğu zaman ne zaman sorusunun doğru yanıtıdır.

 

 

Çoğumuz, ki MBA için Amerika’ya gitmeden önce ben de bu gruba dahildim, başvurmak istediğimiz MBA programlarının iş tecrübesi şartlarını gördüğümüzde sinirlenir, sırf işimizi zorlaştırmak, bizi elemek ya da engellemek için konulduklarını düşünür, çoğu zaman da uydurma ya da abartma iş tecrübeleriyle bu şartların etrafından dolaşmaya çalışırız. Bu yollardan geçmiş ve YANLIŞ kararlar vermiş biri olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, iş tecrübesi şartlarının konulmasının çok geçerli nedenleri var ve o şartlara uyulması gerçekten öğrencinin lehine! Hemen örneklendireyim...

 

Bir tasarım ofisinde ya da fabrikada çalışıp, çalıştığınız işletmenin parasını tasarladığınız ya da ürettiğiniz ürünü satarak kazandığı, size de maaşınızı o satıştan kazandığı parayla ödediği bilincine ulaşmadan Pazarlama ya da Kalite Yönetimi derslerinden, bir ithalat ya da gümrük müşavirliği firmasında çalışıp, müşterinizin aldığı siparişin imalatına başlamak için beklediği hammaddeyi ya da imalatına devam edebilmek için beklediği ara malını gümrüğe takıp fırça yemeden Lojistik ya da Arz Zinciri Yönetimi derslerinden, patronunuza sinirlenmeden, müdürünüze küfretmeden, kendi payına düşen işi bir türlü yetiştiremeyen iş arkadaşınızla kavga etmeden Organizasyonel Davranış ya da İnsan Kaynakları Yönetimi derslerinden %100 verim almanızın imkan ve ihtimali yok. O sebepten, MBA için iş tecrübesi gerçekten çok önemli! Eğer lisans eğitiminizi bitirdikten sonra, MBA için acele etmez, bir işe girer, hakkını vererek çalışır ve yeterince sabrederseniz, doğru zaman geldiğinde, MBA programının şartları arasında olmasa bile, MBA zamanının geldiğini zaten hissedersiniz.

 

Nerede sorusuna geldiğimizde ise, işler biraz karışıyor; birden çok faktör devreye giriyor. MBA yapacağınız okulu seçerken, akademik hedeflerinizin ne olduğu, kariyer hedeflerinizin ne olduğu, mesleki tercihinizin ne olduğu ve planlarınızın bütçenizle örtüşüp örtüşmediği en önemli ve en belirleyici faktörler...

 

Örneğin, hem çalışıp, hem rahat rahat okumak, aynı zamanda yurtdışı deneyiminizi, bilginizi ve görgünüzü arttırmak istiyorsanız, National University’nin MBA programını tercih edebilirsiniz. Ama akademik beklentileriniz yüksekse, NYU, Carnegie Mellon, UCLA, USC gibi okullara bakmalısınız. Düşündüğünüz okulun akademik hedeflerinize uygun olup olmadığını, genel okullar sıralamasına ve okulların kendi web sitelerine bakarak değerlendirebilirsiniz. Genel okullar sıralaması için birçok kaynak var; Amerika özelinde en popülerleri U.S. News, Times Higher Education, Top Universities... Araştırmaya yeni başladıysanız, size fikir verip yol gösterebilecek faydalı kaynaklar...

 

Kariyer hedeflerinizin ne olduğu ise, sizi iş hayatına en iyi hazırlayacak, hedefinize en kısa sürede ulaştıracak okulu seçmeye çalıştığınız aşamada önem kazanıyor. İyi bir MBA programı seçmek için, MBA konusunda iddialı olan okulların sıralamasına da mutlaka bakmalısınız. Akademik hedeflerinizle örtüşen okul ya da okulları seçerken faydalandığınız genel sıralamada istediğiniz yerlerde olan bir okul, MBA konusunda listeye bile girememişse, o okula gitmekte ısrar etmenin size bir faydası yok!

 

MBA’e özel sıralamaları bulabileceğiniz kaynakların sayısı da az değil. En iyi MBA okullarının sıralamasını yapan kuruluşların en popülerleri şunlar: (Yine) U.S. News, (yine) Times Higher Education, Top MBA, Business Week, Forbes... Bu örnekleri çoğaltmak da mümkün. Benzer sıralamaları basit bir arama motoru aramasıyla kendiniz de rahatlıkla bulabilirsiniz...

 

Düşündüğünüz okulları, MBA özelinde de süzdükten sonra, dikkate almanız gereken en önemli konu, hangi programın sizin için en doğrusu olduğu. MBA eğitimi veren okulların, kendilerinin hoşuna gitmese, açıkça duyurmak istemeseler de, akademik kadrolarından, bilgi birikimlerinden, geçmiş tecrübelerinden, hatta coğrafi lokasyonlarından kaynaklanan nedenlerle güçlü oldukları alanlar vardır. Bazı okullar güçlü oldukları bu alanları rekabet avantajı olarak görerek pazarlama stratejilerini bu güçlü yönlerinin üzerine bina ederler. Bazı okullarsa, yalnızca güçlü oldukları alanla ilgilenen öğrencileri çekip, diğer alanlarda boş sıralara ders vermemek için güçlü oldukları bu alanları duyurmayı pek sevmezler. Bu nedenle, sizin için en doğru MBA programını seçerken dersinizi iyi çalışmanız, satır aralarını iyi okumanız gerekir. Birkaç örnek verirsem, anlatmaya çalıştığım şeyi daha iyi anlayacaksınız...

 

MBA’inizi Uluslararası İşletme üzerine yapacaksanız ya da General MBA yapıp uluslararası bir şirkette çalışacaksanız, Brandeis University ya da Thunderbird School of Global Management’a mutlaka başvurmalısınız. Sağlık Yönetimi odaklı bir MBA yapacaksanız, UCSD’nin önerdiği MBA in Health Sciences programına mutlaka bakmalısınız. MBA’iniz sırasında Bankacılık’a yönelecekseniz, NYU’ya bakmazsanız olmaz.

 

MBA / JD Joint Degree kovalayacaksanız, bunun için en iyi yer Yale University... Bu örnekleri de çoğaltmak mümkün, ama ne söylemek istediğimi anlamış olduğunuzu düşünüyorum. Sizin için en doğru programı seçerken, konsoloslukların, eğitim ataşeliklerinin, bu görevle tevdi edilmiş yarı resmi kurum ve kuruluşların, uluslararası eğitim danışmanlarının web sitelerinden, kataloglarından, dergilerinden, okulların kendi web sitelerinden, prospektüslerinden, program katalog ve broşürlerinden, yurtdışı eğitim fuarları ya da yurtdışı eğitim danışmanlarının davet ve organizasyonlarıyla düzenlenen turneler için Türkiye’ye gelen okul temsilcilerinden yararlanabilirsiniz. Yalnız size uygun programı seçerken, programın AACSB akreditasyonuna sahip olup olmadığını, YÖK denkliği bulunup bulunmadığını araştırmayı da ihmal etmeyin!

 

Muhtemelen MBA seçiminde en önemli ve en bağlayıcı faktör ise bütçeniz! Bütçenizin istediğiniz sıradaki istediğiniz okulda, istediğiniz programa katılmaya uygun olup olmadığını, yukarıda sıraladığım üç kriterle eşzamanlı olarak değerlendirmeniz, sağlıklı karar vermeniz ve sizin için en doğru programı seçmeniz açısından son derece önemli! Tüm bu faktörlerin eşzamanlı olarak değerlendirilerek doğru program ya da programların seçilmesi ise, tabii ki, ciddi, zor ve stresli, yapanın dışarıdan yardım almasını gerektirebilecek bir süreç. O sebepten, MBA seçimini yaparken, bir yurtdışı eğitim danışmanından ya da bu yollardan daha önce geçmiş bir yakınınızdan destek almanızda fayda var. Ben kendi seçimimi yaparken bir yurtdışı eğitim danışmanından destek aldım; kendi tecrübelerimden hareketle, size de almanızı tavsiye ederim.

 

Son olarak, sizinle, akademik ve profesyonel anlamda yukarıdakiler kadar bağlayıcı ve belirleyici olmayan, ama yine de dikkate almanız halinde,  MBA sırasında ve sonrasında işinizi ve hayatınızı kolaylaştırabilecek birkaç tüyo paylaşmak istiyorum...

 

MBA programı seçerken, MBA’i yapacağınız okulun ve çevresinin, size eğitimin yanısıra, ülkemizde bulamayacağınız sosyal ve kültürel imkanları da sağlayacağından, hayat bilgi ve görgünüzü de arttıracağından, akademik ve mesleki gelişiminize olduğu kadar, kişisel gelişiminize de katkıda bulunacağından emin olun. Örneğin, İstanbullu iseniz, Wyoming’in ya da Montana’nın size katabileceği çok şey olmadığını mutlaka düşünün.

 

Hedefleriniz, ihtiyaçlarınız ve imkanlarınızla örtüşüyorsa, MBA’inizi hem lokal, hem global çeşitliliğin, iş imkanlarının, ders dışı aktivitelerin ve hatta eğlence imkanlarının daha fazla olduğu yerlerde yapmayı tercih edin. Okulun sunduğu eğitimin kalitesi ve çevrenin sunduğu iş imkanları tabii ki çok önemli, ama eğlenirken de öğrenmek mümkün, hatta gerekli...

 

Örneğin, Pazarlama Yönetimi üzerine yoğunlaşacaksanız, Disneyland’i, San Diego Zoo’yu, Wild Animal Park’ı görmeden Türkiye’ye dönemezsiniz... Diplomanızı buraları görmeden alacaksanız, Türkiye’de okuyun daha iyi. Hiç olmazsa paranız cebinizde kalır...

 

Seçeceğiniz okulun, kişisel ihtiyaçlarınıza uygun olup olmadığını da değerlendirmelisiniz. 15 milyonluk İstanbul’dan gidip, 210.000 kişilik Rochester’da ya da 18.000 kişilik Troy’da mutlu olabilecek misiniz? Gece hayatına düşkün müsünüz; gideceğiniz yerde alışkın olduğunuz eğlence imkanlarını bulabilecek misiniz? Ciddi ve düzenli olarak yaptığınız bir spor var mı; gittiğiniz yerde devam ettirebilecek misiniz? Özel teçhizat ve düzenli kontrol gerektiren bir sağlık probleminiz var mı; varsa gittiğiniz yerde ihtiyaç duyduğunuz ekipmanı bulunduran bir sağlık kuruluşu bulabilecek misiniz? Gideceğiniz şehirde tanıdıklarınız var mı, yoksa onlar olmadan yaşayabilecek misiniz? Yalnızlıkla sorununuz var mı, varsa yalnız hisseder, mecbur kalırsanız bir uçakla evinize dönebilecek misiniz? Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama neye ihtiyacınız olduğunu kimse sizden daha iyi bilemeyeceği için, doğru soruları sormak da, cevapları arayıp bulmak da sizin göreviniz...

 

MBA seçerken doğru soruları sormak ve onları cevaplamak için gereken tüm zaman ve emeği harcayın, araştırmanızı iyi yapın, bu yollardan daha önce geçmiş yakınlarınızdan fikir ve gerekli gördüğünüz takdirde konunun profesyonellerinden yardım alın. Ne zaman, nerede ve nasıl olursa olsun MBA eğitimi almaktan asla pişman olmayacağınızdan zaten eminim; ancak, doğru zamanda, doğru yerde alacağınız doğru MBA eğitimi, sizi hayallerinize kavuşturacak, hatta ötesine taşıyacak MBA eğitimi olacak! Seçiminizde kolaylıklar, eğitiminizde başarılar dilerim.

 

KURS EŞLEŞTİRİCİ
Size en uygun programın?
hangisi olduğunu yeni "Kurs Eşleştirme" aracımızla öğrenin!
EŞLEŞTİRMEYE BAŞLA